Kayıtlar

diger etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Fizik Biliminin Diğer Disiplinlerle Ve Bilimlerle İlişkisi

Resim
Fizik bilimindeki bilgiler diğer bilim dallarındaki olayları açıklamaya yardımcı olur. Biyolojide; gözün yapısı, görme olayı, yeşil bitkilerde suyun ince borularla yapraklara taşınması durumunu açıklamaya yardımcı olur. Kimyada; bileşik oluşumunu atomlar ve moleküller arasındaki oluşumları açıklamaya yardımcı olur. Tıpta; röntgen, ultrason MR ve görüntüleme cihazlarının çalışma prensibini açıklamada kullanılır. Astronomide; gök cisimlerinin hareketlerinin incelenmesinde fizik bilimi yardımcı olur. Mühendislik; alanında da fizik bilgileri kullanılır. İnşaatta kullanılacak maddelerin sağlamlığı, depreme dayanıklılık gibi birçok konu fizik bilgisi içerir. Coğrafyada; alçak ve yüksek basınçlar, atmosferdeki hava olaylarını açıklamada ve pusula ile yön bulmada yardımcı olur. Matematikte; fiziksel bir olayın ispatında deney sonucu elde edilen verilerde ve sonucun daha rahat anlaşılmasında fizik bilimi matematik bilimiyle iç içedir. Sanatta; perspektif çizimlerinde ışığın doğrusallığında ve e...

Dünyanın Merkezinde Ne Olduğunu Nasıl Biliyoruz?

Resim
Yer kabuğu ve yer kabuğuna yakın olan katmanlar hakkında doğrudan bilgi edinebiliyoruz çünkü bu katmanlara ulaşmak görece daha kolay. Ancak Dünya'nın merkezine gidip analiz etmek üzere madde toplama şansımız yok. Derinlere doğru gittikçe hem basınç hem de sıcaklık aşırı miktarda artıyor. Örneğin 2.700 kilometre derinlikteki basınç, atmosfer basıncının yaklaşık iki milyon kati. Dünya'nın merkezindeki basınç ise atmosfer basıncının yaklaşık üç milyon katı. Peki, gidilmesi imkansız olan bu yerlerin hangi maddelerden oluştuğu hakkında nasıl fikir ediniyoruz?  Dünya'nın merkezinin bileşimi hakkında dolaylı olarak fikir edinmemizi sağlayan pek çok şey var. Bunlardan bazıları şunlar:  • Dünya'nın çevresinde oluşturduğu kütle çekim alanı incelenerek Dünya'nın kütlesi ve dolayısıyla öz kütlesi hesaplanabiliyor.  • Depremler sırasında oluşan sismik basınç dalgalarının Dünya'nın katmanlarındaki yayılımı incelenerek bu katmanların ortalama yoğunluğu hesaplanabiliyor.  • Dün...

Buckingham Sarayı

Resim
Buckingham Sarayı, İngiliz kral ailesinin 1830'dan beri Londra'da oturduğu saraydır. Buckingham Sarayı adını, 1705'te Buckingham dükleri için yapılan evden alır. 1761'de III. George bu evi Kraliçe Charlotte için satın aldı. 1825'te mimar John Nash, törenlerde kullanılmak üzere mermer bir giriş kapısı ekleyerek yapıyı yeniden düzenledi. 1851'de, saray Edward Blore'un çabasıyla genişletilirken, giriş bölümü Oxford Caddesi'nin batı ucundaki bugünkü yerine taşındı. 1913'te Sir Aston Webb yeni bir tasarımla sarayın ön yüzünü değiştirdi. Hükümdar sarayda bulunduğu sürece krallık sancağı gönderde kalır ve saray muhafızların her gün törenle nöbet değiştirir. Sarayın ön yüzü caddeye bakar; arkada, yaz aylarında toplantılar için kullanılan, değerli ağaçları ve gölüyle geniş, güzel bir bahçe vardır. Sarayın dış görünüşü oldukça yalındır; buna karşılık Taht Odası, Resmi Balo Salonu, Yeşil Konuk Odası ve daha birçok salondan oluşan iç bölümler kristal avizeler, m...

Dinyeper Irmağı

Resim
Hem SSCB'nin hem de Avrupa'nın tarihsel önemi olan ırmaklarından biridir. 2.200 km uzunluğundaki Dinyeper , Moskova'nın batısındaki ormanlık bölgeden doğar, yabanıl Pripet Bataklığı'ndan  geçerek Ukrayna'nın zengin tarım arazilerini aşar ve Karadeniz'e dökülür. İsveç Vikingleri ya da Ruslar tarihte, gemilerle Dvina Irmağı'ndan Dinyeper Irmağı'na geçerek Karadeniz'e ulaştılar. 1.000 yıldan daha uzun bir süre önce Dinyeper'ın sağ kıyısına kurulan Kiev  şehri, bugün Ukrayna'nın başkentidir. Rus devletinin temelleri ilk olarak bu bölgede atılmıştır. Dinyeper Irmağı kışın donar ve genellikle baharda buzların erimesiyle taşar. Doğusu ya da "çayır kıyısı" denen bölge sular altında kalır. Bu nedenle Kiev ve öbür yerleşim yerleri, ırmağın batısında ya da "tepelik kıyı"da kurulmuştur. Kiev ile deniz arasına kurulmuş barajlarda hidroelektrik santralleri için gerekli olan su depolanır. Pripet'ten başlayıp Kiev'in üstünden geçe...

Deniz Papağanı (Deniz Kuşu)

Resim
Deniz Papağanı adıyla bilinen deniz kuşları aslında papağan değil dalcımartı türleridir. Ama üreme mevsiminde kırmızı, mavi ve yeşil renklere bezenen çok iri gagalarıyla papağanları andırılar. Ortalama 30cm uzunluğunda olan bu kuşların göğsü beyaz, yüzünün iki yanı boz, boyunları, sırtları ve kanatları karadır. Turuncu renkli perdeli ayakları ve kısa bacaklarıyla karada yalpalayarak güçlükle yürürler, ama bütün dalcımartılar gibi yüzmekte ve dalmakta ustadırlar. Çok güçlü olan gagalarıyla balıkları ve öbür deniz canlılarını avlayan deniz papağanı rahatsız edildikleri zaman insanı tehlikeli bir biçimde ısırabilir. Deniz papağanları aslında oldukça sessiz kuşlardır; ama üremek için kıyıda toplandıkları zaman homurtu ve inlemeyi andıran boğuk sesler çıkarırlar. Kışı denizde geçiren deniz papağanları karayayanlızca üreme için gelir, kayalık adalarda ve kıyılardaki yüksek kayalarda koloniler halinde yaşarlar, yuvalanırlar. Dişi deniz papağanı çimlerin arasında kazdığı bir oyuğa, boş bir ada...

Hot Wheels Tarihi

Resim
Hot Wheels , 1968 yılında   Amerikalı   oyuncak   üreticisi   Mattel   tarafından piyasaya sürülen bir kalıp döküm oyuncak araba markasıdır. Birçok otomobil üreticisi, arabalarının ölçekli modellerini yapmak için Hot Wheels ile anlaşmalı olup, orijinal tasarım planları ve detaylarının kullanımına izin verir. Hot Wheels başlangıçta çocuklar ve genç yetişkinler için tasarlanmış olsa da, artık sınırlı sayıda modellerin kullanıma sunulduğu yetişkin koleksiyoncular  arasında popüler hale geldi. 1968 Orijinal Hot Wheels Elliot Handler (Amerikalı mucit, işadamı ve Mattel'in kurucu ortağı) tarafından yapılmıştır. Handler, oğlu Kenneth'i  Matchbox  arabalarıyla oynarken keşfetti ve Matchbox ile rekabet etmek için bir oyuncak alanı oluşturmaya karar verdi. Firmanın kurucu ortaklarından ve o yıllarda önemli biri olan Elliot Handler, popüler İngiliz  Matchbox  markasını geride bırakacak bir araba kalıbı tasarladı. [1]  Durumu karısı Ruth Handle...

AFRİKA : Mitler ve Toplum

Resim
Yitirilmiş bir mutluluğun gizi gibi ortadan kalkmakta olan Afrikalı geleneğini anlamaya tarih ve coğrafya yardımcı olamaz. Afrikalı ruhu' aile toplulğu aracılığıyla birleşmiş bir toplumdur; doğayla bir anlaşmadır; agaçlar gibi başları gökyüzünde, kökleri toprağın derinliklerinde olan tanrılardır. İnançlar ve mitler, Tropikal ormandan başlayıp, ekvatordan geçerek yüksek yaylalara kadar bütün Afrika'ya, çok yıllar önce manevi görünümünü kazandırmışlardır. Günümüzde bunlardan geriye kalan , yalnızca gerçek dışı , çocuksu masallardır. Tropikal ormanda yaşayan halkların çok sayıda ortak mit ve efsanesi vardır. Bunlar ilkel yaşamı niteleyen bir çevrim halinde birbirlerine bağlanırlar.  Ölüler ve  atalar kültürü Afrika'da son deece önemlidir. Liberya'da yaşayan Akanlar , atanın ruhunun, sağlığında oturduğu tahtta tutsak kaldığına inanırlar. Bu yüzden kabile reisi ölünce, tahtı, köydeki bütün ataların tahtlarının saklandığı bir kulübeye götürürler. Bu halkların tümünde , birçok...

Ananas ve Faydaları

Resim
Ananas aynı adı taşıyan familyadan (ananasgiller ) birçenekli bir bitkidir. En tipik türü bahçe ananasıdır (Ananas sativa). Tropikal Amerika kökenli olan ananas, ayrıca Kaliforniya'da ve Afrika ile Asya'nın sıcak bölgelerinde doğal koşullarda yetiştirilmektedir. Alçak boylu bu çokyıllık bitkinin saçak kökleri (en çok 40 sm), kalın, silindirimsi bir gövdesi vardır; gövdenin tepesinde sürekli yapraklardan oluşan bir tacın üstünde, mavimsi çiçekli bir başak yeralır; dipteyse, oluk biçiminde uzun ve sert yapraklar göze çarpar. Ananas üç yılın sonunda meyve vermeye başlar; meyvesi, çam kozalağını andıran iri bir kütle halindedir; sert çokgen çıkıntılar biçimindeki meyveciklerin birleşmesinden oluşur. Meyve genellikle kısır olduğu için ,ananas, tepedeki yaprak tacıyla, çelikleme yoluyla çoğaltılır. Havai (Hawaii) adalarındaki ananas üretimi, dünya tüketiminin dörtte üçünü karşılar. Ayrıca  bitkinin yapraklarından elde edilen çok ince ve yumuşak bir liften , patiskaya benzer bir kuma...

AKCİĞERLER

Resim
 İnsan bedeni sürekli olarak  oksijen alır ve karbondioksit atar. Yaşam için gerekli olan oksijenin alınmasını ve karbondioksitin atılmasını, solunum sağlar.  Solunumla görevli organlar akciğerlerdir. Hava ağızdan ve burundan girer;sonra soluk yolundan, yani gırtlaktan ve soluk borusundan geçerek iki bronşa (sol ve sağ bronşlar) ulaşır. Bronşlar giderek küçülen çok sayıda borucuklara ayrılır. Bu borucuklarda küçük (0,1-0,3 mm çapında) hava kesekcikleriyle (alveollerle) biter; solunan hava ile hava kesecikleri çeperinde dolaşan kan arasında oksijen ve karbondioksit değiştokuşu orada gerçekleşir. Yetişkin bir insanın akciğerlerindeki hava keseciklerinin sayısı 300 milyom kadardır; iç yüzeyleri yaklaşık olarak 50 metrekaredir. Bronşlardan hava keseciklerine kadar bu yapıların tümüne birden "akciğer" denir. Dıştan bakıldığında akciğerler, göğüs boşluğunun iki yanında bakışımlı olarak yeralmış, koni biçimi organlar olarak görünür. Bu organlar alt yanda, göğüs boşluğ ile karnı ...

Palmiyeler

Resim
 Palmiyegiller ailesidnden tropikal ağaçların genel adı. Bir çenekli bitkiler arasında, sıcak bölgelerde yetişen ağaçlar olan palmiyeler en azından 3000 (üç bin) kadar türü kapsar. Sıcak ülkeler gezip görülmeden bu ağaçların önem ve çeşitliliğini tasarlamak oldukça güçtür. Tümü büyük, çoğu kez de çok büyük olan türler, birbirlerinden genel biçimleri, gövdeleri (kon gövde), yaprakları, çiçek durumları ve meyveleriyle ayırt edilirler. Palmiye Çoğunlukla kon gövde, silindir biçiminde ve tek bir eksen halindedir ama bazı palmiyelerde (Hyphaene) çatallanma biçiminde iki dal verir. Nipa'nın (Malezya Palmiyesi) yetiştiği bataklıklarda görülen palmiyelerdeyse gövde yine dallanma gösterir, ama bu kez bataklık içinde gömülü olarak kalır; boyları 20m (metre) ye kadar ulaşan bazı palmiyelerde (rotang) gövde çok uzun ve sarılıcı tiplerdir. Hyphaene Kaynak :  Resim ,  Resim , Gelişim Hachette, Gelişim Yayınları, Cilt 10

Obeziteden Korunmak Için 10 Öneri

Resim
  Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek artan obezite, iş ve sosyal yaşama olumsuz etkilerinin yanı sıra hayati riske neden olabilen birçok hastalığa da yol açıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre 711 milyonu aşan obezite hastası nüfusu, Türkiye’de de her geçen gün artıyor. Çocukluk çağından itibaren başlayan obeziteden korunmak için hem çocukların hem de erişkinlerin, yaşam ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesi gerekiyor. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İdris Kuzu, obezitenin nedenleri ile alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi. Kısırlıktan depresyona, kanserden yüksek tansiyona… Obezite genel olarak bedenin yağ kitlesinin yağsız kitleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının arzu edilen düzeyin üzerine çıkmasıdır. Obezite, başta Tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, çeşitli kanserler, uyku apne sendromu, karaciğer yağlanması, r...

2020'De Neler Oldu?

2020 EN SICAK YIL OLDU 2020 yılına damga vuran en önemli konulardan biri iklim değişikliğinin dünyaya etkisi oldu. Yangınlara, buzulların erimesine ve sera gazı salınımına daha çok dikkat çekilen 2020’de dünyanın en soğuk yeri olarak bilinen Sibirya’daki Yakutsk bölgesinde termometreler 38 dereceye kadar çıkarken Birleşmiş Milletler, 2020 yılını şu ana kadar ölçülmüş en sıcak yıl olduğun u açıkladı. AMAZON ORMANLARINDA 100 BİN YANGIN Ekim ayında yapılan açıklamayla 2020 yılında yaklaşık 100 bin yangın çıkan Amazon ormanlarında yangınların sayısı son 12 yılın zirvesine çıktı. "Dünyanın akciğerleri" olarak adlandırılan Amazon ormanları yeryüzünün oksijenlerinin yüzde 20’sini sağlarken dünyadaki bitki ve hayvan türlerinin yüzde 10’unun yaşadığı ormanlarda 2020 yılında doğal hayat her geçen gün daha çok zarar gördü. AVUSTRALYA YANGINI 2019 yılının Eylül ayında başlayan ve 2020 yılının Mart ayına kadar süren Avustralya tarihinin en büyük yangınlarında 33 kişi hayatını kaybetti. Ço...

Paris' teki İlk Sergi

 Miro Paris'teki ilk sergisini 1921'de La Licorne Galerisi'nde açtı; ama girişimci ticari açıdan başarısızlıkla sonuçlandı ve bunu bir yoksulluk dönemi izledi. 1923-1924'te yapmış olduğu Sürülmüş Toprak adlı tablosunun, resim alanındaki yapıtları arasında özellikle anlamlı bir rolü vardır; hem sanatçının bundan böyle gerçekleştireceği ürünlerin habercisi sayılır, hem de, kısa bir süre sonra André Breton' un "Miro'nun alt edilmez" olduğunu kabul edeceği  (Le Surréalisme et la peinture [Gerçeküstücülük ve Resim], 1928) "alanı" belirtir. Tablo değişik planlara göre düzenlenmiştir, ama Arlequin Karnavalı (1924) adlı yapıtındaki yılansı hareketli formüllerin kaynaşması, derinliksiz bir uzamdaki lekelerin ve kıvrınılı çizgilerin şeytanca oyunlarının habercisidir. Miro'nun gerçeküstücüler topluluğunun birçok üyesiyle dostluk kurması 1924 yılına rastlar. Sanatçı, 1925'te Pierre Galerisi'nde düzenlenen ve büyük başarı sağlayan sergisinden ...

Yüzklerin Efendisi Serisi Hakkında Bilinmeyenler

Resim
  Yüzüklerin Efendisi Film Serisi Hakkında Bilinmeyen 6 Bilgi #1 -  Gandalfdın diğer isimleri elf dilinde MİTHRANDİR yada GRİ GEZGİN, cüce dilinde THARKÛN, harad dilinde ise INCÁNUS'dur. #2 -  Aragorn'un nehir boyunca sürüklendiği sahnede Viggo Mortensen az kalsın akıntıya kapılıp boğuluyormuş. #3 -  Fantastik filmlerdeki sihirli şeyleri sevmeyen Peter Jackson, LOTR serisinde bu durumu en az seviyede kullanmaya çalışmış. #4 -  Serinin bütün filmleri için toplamda 1800 çift hobbit ayağı yapıldı. #5 -  Aragorn serinin ilk filminde ölen Boromir'i onurlandırmak için ikinci ve üçüncü filmlerde onun bilekliklerini giyiyor. #6 -  Serinin ilk filminde karşımıza çıkan NAZGUL, gollumu seslendiren Andy Serkis tarafından seslendirilmiştir. Arkadaşlar yazımızı sonuna kadar okuduğunuz için teşekkürler, eğer bu bilgilerin devamının gelmesini ve bana destek olmak istiyorsanız yorum atabilirsiniz. Hepinize iyi günler.

Gün Olur

  Gün Olur “Gün olur, alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovan kuşlarının peşi sıra. Dünyalar vardır, düşünemezsiniz; Çiçekler gürültüyle açar; Gürültüyle çıkar duman topraktan. Hele martılar, hele martılar, Her bir tüylerinde ayrı telaş!… Gün olur, başıma kadar mavi; Gün olur başıma kadar güneş; Gün olur, deli gibi…”

DALGA

“Mesut sanmak için kendimi Ne kağıt isterim, ne kalem Parmaklarımda sigaram Dalar giderim mavisinden içeri Karşımda duran resmin.. Giderim deniz çeker Deniz çeker, dünya tutar İçkiye benzer birşey mi var Birşey mi var ki havada                                                                                                  Deli eder insanı, sarhoş eder?”    

GİDERAYAK

“Handan, hamamdan geçtik, Gün ışığında hissemize razıydık; Saadetinden geçtik, Ümidine razıydık; Hiçbirini bulamadık; Kendimize hüzünler icat ettik, Avunamadık Yoksa biz… Bu dünyadan değil miydik?”

Kapalı Çarşı

  Giyilmemiş çamaşırlar nasıl kokar bilirsin, Sandık odalarında; Senin de dükkanın öyle kokar işte. Ablamı tanımazsın, Hürriyette gelin olacaktı, yaşasaydı; Bu teller onun telleri, Bu dudak onun dudağı işte. Ya bu camlardaki kadınlar? Bu mavi mavi, Bu yeşil fistanlı... Geceleri de ayakta mı dururlar böyle? Ya şu pembezar gömlek? Onun da bir hikayesi yok mu? Kapalı çarşı diyip te geçme; Kapalı Çarşı Kapalı kutu.

Anlatamıyorum Şiir Yorumu

Resim
1ve2.Dizeler) Ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda (Şair burada yalnız olduğunu, sesini kimsenin duymadığını, bu mısraları yazarken bize okuduğumuzda sesimi duyar mısınız diyerek sesleniyor.) 2ve3.Dizeler) Dokunabilir misiniz gözyaşlarıma ellerinizle (Bu mısraları okuduğumuzda sanki onun yanındaymışız, onu çok iyi anlıyormuşuz ve onu hissettiklerini hissedebiliyor olabiliceğimizi soruyor.) 5-6ve7.Dizeler) Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel kelimelerinse kifaytesiz olduğunu bu derde düşmeden önce (İçinde bulunduğu derde düşmeden önce şarkıların, sözlerin bu kadar güzel ve annlamlı olduğunu bilmediğini söylüyor.) 8ve9.Dizeler) Bir yer var biliyorum her şeyi söylemek mümkün. (İçine düşmüş olduğu durumdan çıkabileceği onu kurtaracak bir umudun olduğundan bahsediyor.) 10ve11.Dizeler) Epeyce yaklaşmışım duyuyorum anlatamıyorum. (Bu durumundan kurtulmaya çok yaklaştığını ancak bunu anlatamadığını söylüyor) ~şiirin hikayesi~   Bir gün Orhan Veli ve Bella yan yana sessizce oturuyor...

İşte Dünyanın En Çok Okunan 2. Şiiri!

Anlatamıyorum Ağlasam sesimi duyar mısınız, Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum Orhan Veli KANIK