Kayıtlar

genelkultur etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Galvanometre Nedir? Ne İşe Yarar?

Resim
Galvanometre denen aygıtlar bir elektrik devresinden akım geçip geçmediğini saptamaya yarar. Devreden geçen akımın şiddeti ise genellikle ampermetreyle ölçülür. Ama özellikle zayıf akımlara karşı çok daha duyarlı olan galvanometreler akım şiddetini ölçmek içinde kullanılabilir. Bu aygıtların adı, elektrik konusundaki ünlü çalışmalarıyla tanınan İtalyan fizyoloji ve fizik bilgini Luigi Galvani'nin anısına verilmiştir. 1820'de Danimarkalı fizikçi Hans Christian Örsted , üzerinden elektrik amımı geçirilen bir telin, yakınındaki bir pusulanın mıknatıslanmış ibresini saptırdığını bulmuştu. Bir pimin üzerinde dönebilen mıknatıslanmış bir iğne ile çevresindeki bir bobinden oluşan galvanometre yapımı da bu ilkeye dayanır. Bobinden elektrik akımı geçirildiğinde iğne belirli bir açı kadar sapar. Bu açının büyüklüğü akımın şiddetine bağlıdır; akım arttıkça açı da büyür. Çok yaygın olarak kullanılan döner bobinli galvanometrede yada öbür adıyla d'Arsonval galvanometresinde at nalı biçi...

Iklığ Nedir? Iklığ Ne Demek?

Resim
Iklığ,  eskiden Türkler'in kullandığı telli bir çalgıdır. "Iklığ" sözcüğü "yay" anlamındaki "ık" sözcüğünden türemiştir. Iklığın yarım küre biçimindeki gövdesinin yapımı için kaplumbağa kabuğu (bağa), sukabağı ya da hindistan cevizi kullanılırdı. Gövdeye tutturulmuş uzun bir tahta sapı, sapın ucunda da tel sayısınca akort burgusu vardı. Telleri at kılından ya da hayvan bağırsağından ıklığ tek telli olabildiği gibi iki ya da üç telli de olurdu. Gövdenin göğüs denen ön bölümüne ince bir deri (çoğunlukla balık derisi) gerilir, teller bu göğüs üzerinde yer alan, kemik ya da tahtadan yapılma, köprü biçimindeki eşiğin çentiklerinden geçer ve gövdenin altına bağlanırdı. Çalınırken ıklığın gövdesi iki diz arasına sıkıştırılır, sapı ise sol elle tutulurdu. Dünyanın hemen her yerinde buna benzer çalgılara rastlanmaktadır. Günümüzde Asya Türkleri'nin kullandıkları ıklığ benzeri çalgıların her dil ya da lehçedeki adları az ya da çok değişiktir. Bazı boylar, bu...

Buckingham Sarayı

Resim
Buckingham Sarayı, İngiliz kral ailesinin 1830'dan beri Londra'da oturduğu saraydır. Buckingham Sarayı adını, 1705'te Buckingham dükleri için yapılan evden alır. 1761'de III. George bu evi Kraliçe Charlotte için satın aldı. 1825'te mimar John Nash, törenlerde kullanılmak üzere mermer bir giriş kapısı ekleyerek yapıyı yeniden düzenledi. 1851'de, saray Edward Blore'un çabasıyla genişletilirken, giriş bölümü Oxford Caddesi'nin batı ucundaki bugünkü yerine taşındı. 1913'te Sir Aston Webb yeni bir tasarımla sarayın ön yüzünü değiştirdi. Hükümdar sarayda bulunduğu sürece krallık sancağı gönderde kalır ve saray muhafızların her gün törenle nöbet değiştirir. Sarayın ön yüzü caddeye bakar; arkada, yaz aylarında toplantılar için kullanılan, değerli ağaçları ve gölüyle geniş, güzel bir bahçe vardır. Sarayın dış görünüşü oldukça yalındır; buna karşılık Taht Odası, Resmi Balo Salonu, Yeşil Konuk Odası ve daha birçok salondan oluşan iç bölümler kristal avizeler, m...

Dinyeper Irmağı

Resim
Hem SSCB'nin hem de Avrupa'nın tarihsel önemi olan ırmaklarından biridir. 2.200 km uzunluğundaki Dinyeper , Moskova'nın batısındaki ormanlık bölgeden doğar, yabanıl Pripet Bataklığı'ndan  geçerek Ukrayna'nın zengin tarım arazilerini aşar ve Karadeniz'e dökülür. İsveç Vikingleri ya da Ruslar tarihte, gemilerle Dvina Irmağı'ndan Dinyeper Irmağı'na geçerek Karadeniz'e ulaştılar. 1.000 yıldan daha uzun bir süre önce Dinyeper'ın sağ kıyısına kurulan Kiev  şehri, bugün Ukrayna'nın başkentidir. Rus devletinin temelleri ilk olarak bu bölgede atılmıştır. Dinyeper Irmağı kışın donar ve genellikle baharda buzların erimesiyle taşar. Doğusu ya da "çayır kıyısı" denen bölge sular altında kalır. Bu nedenle Kiev ve öbür yerleşim yerleri, ırmağın batısında ya da "tepelik kıyı"da kurulmuştur. Kiev ile deniz arasına kurulmuş barajlarda hidroelektrik santralleri için gerekli olan su depolanır. Pripet'ten başlayıp Kiev'in üstünden geçe...

Deniz Papağanı (Deniz Kuşu)

Resim
Deniz Papağanı adıyla bilinen deniz kuşları aslında papağan değil dalcımartı türleridir. Ama üreme mevsiminde kırmızı, mavi ve yeşil renklere bezenen çok iri gagalarıyla papağanları andırılar. Ortalama 30cm uzunluğunda olan bu kuşların göğsü beyaz, yüzünün iki yanı boz, boyunları, sırtları ve kanatları karadır. Turuncu renkli perdeli ayakları ve kısa bacaklarıyla karada yalpalayarak güçlükle yürürler, ama bütün dalcımartılar gibi yüzmekte ve dalmakta ustadırlar. Çok güçlü olan gagalarıyla balıkları ve öbür deniz canlılarını avlayan deniz papağanı rahatsız edildikleri zaman insanı tehlikeli bir biçimde ısırabilir. Deniz papağanları aslında oldukça sessiz kuşlardır; ama üremek için kıyıda toplandıkları zaman homurtu ve inlemeyi andıran boğuk sesler çıkarırlar. Kışı denizde geçiren deniz papağanları karayayanlızca üreme için gelir, kayalık adalarda ve kıyılardaki yüksek kayalarda koloniler halinde yaşarlar, yuvalanırlar. Dişi deniz papağanı çimlerin arasında kazdığı bir oyuğa, boş bir ada...

Aerosol Nedir? Ne Demek?

Resim
Bir gaz kütlesi içinde asıltılı halinde bulunan sıvı ya da katı parçacıklardan oluşmuş ince karışımlara aerosol denir. Havada yüzen küçük su damlacıklarının oluşturduğu bulutlar ve sis, bacalardan çıkarak havaya karışan küçük katı parçacıklarının oluşturduğu dumanlar birer aerosol örneğidir. Ayrıca, basınçlı bir kaptan püskürtülen herhangi bir maddeyi belirtmek içinde aerosol terimi kullanılır. Günlük dilde daha çok sprey kabı olarak bilinen bu tür basınçlı kaplara da aerosol kabı denir. Aerosol kaplarının içinde belirli bir madde, sözgelimi bir mobilya cilası ve bu cilayı püskürtecek basınçlı bir gaz bulunur. Bu itici gaz, basınç altında sıvılaştırılmış bir flüorokarbon yada bir kloroflüorokarbon bileşiğidir. Flüor ve karbon atomlarından oluşmuş çeşitli flüorokarbonlardan biri, "Freon" ticari adıyla aerosollerde püskürtücü olarak çok sık kullanılır. Aynı amaçla kullanılan kloroflüorokarbonlarda ise karbon atomları flüor ve klor atomlarıyla birleşmiştir. Aerosol Kapları Nası...

Dünyanın En Zeki İnsanı Christopher Langan Kimdir?

Resim
20/20 televizyon haber programı Langan'a IQ testi yapması için bir nöropsikolog tuttu. Test sonuçları çizelgelerin dışındaydı - Ölçülemeyecek kadar yüksekti. Bazı standartlara göre Langan'ın IQ'su 195 bazılarına göre is 210 dur. Başka bir zaman Langan fazla zekiler için hazırlanmış bir teste girdi ve sadece bir soru hariç tüm soruları yaptı. Üç yaşındayken radyodan spikerin okuduğu çizgi romanı kendi başına okuma öğrenene kadar takip ederdi. Langan, okulda hiç çalışmadan yabancı dil sınıfındaki bir teste girebilir ve eğitmen gelene kadar birkaç dakika içinde kitaptan okuduğu 1-2 sayfa ile sınavı geçebilirdi. Gençliğinin ilk yıllarında, bir çiftlik işçisi olarak çalışırken, teorik fizik alanında geniş çapta okumaya başladı. On altı yaşında, Bertrand Russell ve Alfred North Whitehead'in ünlü, anlaşılmaz başyapıtı Principia Mathematica'dan geçti.  Test sırasında bir noktada uyuyakalmasına rağmen SAT'dan mükemmel bir puan aldı.

Alp Arslan Kimdir?

Resim
Alp Arslan ,  Büyük Selçuklu Devleti 'nin ikinci sultanı olan ve Türklerin  Orta Asya 'dan  Anadolu 'ya gelişlerini ve mücadeles ini yöneten askeri komutan ve hükümdardır. Büyük Selçuklu Devleti 'nin kurucularından  Horasan   Valisi   Çağrı Bey 'in oğlu ve  Selçuklu   Sultanı   Tuğrul Bey 'in yeğeni olan Alp Arslan, bu devletin kuruluş dönemindeki güç koşullarda yetişti. Doğum tarihini çeşitli kaynaklar 1029 ve 1032 yılları arasında gösterir. Tarih yazarlarının çok yiğit bir savaşçı olarak tanımladıkları hükümdar çok küçük yaşta ata binip ok atmayı öğrendi. İlk gençlik yıllarında arkadaşlarından oluşan kendi birliğiyle katıldığı   Dandanakan  vb. savaşlardaki başarısıyla dikkati çekti ve babasının ölümünden sonra  Horasan  valiliğini üstlendi. Alp Arslan Rey şehrinde Selçuklu Devleti tahtına çıktı. Daha sonra Amid ül-Mülk'ü azlederek, yerine  Nizamülmülk 'ü tayin etti. İlk seferini  Gürcistan  ve  Doğu...

Hot Wheels Tarihi

Resim
Hot Wheels , 1968 yılında   Amerikalı   oyuncak   üreticisi   Mattel   tarafından piyasaya sürülen bir kalıp döküm oyuncak araba markasıdır. Birçok otomobil üreticisi, arabalarının ölçekli modellerini yapmak için Hot Wheels ile anlaşmalı olup, orijinal tasarım planları ve detaylarının kullanımına izin verir. Hot Wheels başlangıçta çocuklar ve genç yetişkinler için tasarlanmış olsa da, artık sınırlı sayıda modellerin kullanıma sunulduğu yetişkin koleksiyoncular  arasında popüler hale geldi. 1968 Orijinal Hot Wheels Elliot Handler (Amerikalı mucit, işadamı ve Mattel'in kurucu ortağı) tarafından yapılmıştır. Handler, oğlu Kenneth'i  Matchbox  arabalarıyla oynarken keşfetti ve Matchbox ile rekabet etmek için bir oyuncak alanı oluşturmaya karar verdi. Firmanın kurucu ortaklarından ve o yıllarda önemli biri olan Elliot Handler, popüler İngiliz  Matchbox  markasını geride bırakacak bir araba kalıbı tasarladı. [1]  Durumu karısı Ruth Handle...

Araşidonik Asit Nedir?

Resim
Araşidonik Asit (AA) Nedir? Araşidonik asit (AA), vücuttaki çoğu hücrenin dış tabakasında bulunan bir doymamış yağ omega-6 yağ asididir. Beyin, karaciğer, yağ dokusu ve diğer organlar açısından zengindir. AA, yaralanma veya tahriş sırasında aktif hale gelen normal enflamatuar sürecin önemli bir parçasıdır. Hasarlı dokuların işlevini iyileştirmeye ve geri kazanmaya yardımcı olan inflamatuar moleküllere dönüştürülmektedir. Fazla omega 6’lar bazen kötü olarak görülmektedir, çünkü bazı durumlarda inflamasyonu artırabilen araşidonik aside dönüşmektedirler. AA’nın işlevlerinin çoğu, enzimlerin (oksijenazlar) etkisi ile diğer moleküllere (lökotrienler, prostaglandinler ve daha fazlası) dönüşmesine atfedilmektedir. Bu asit vücutta doğal olarak başka bir molekülden (linoleik asit) üretilmektedir ve aynı zamanda farklı gıdalardan da alınmaktadır. En çok egzersiz ve vücut geliştirme üzerindeki etkileri nedeniyle popülerdir, ancak aynı zamanda vücutta bağışıklık yanıtını artırmak gibi diğer ön...

Harita Dil (Coğrafik Dil) Nedir? Belirtileri Ve Tedavisi

Harita Dil (Coğrafik Dil) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Dilin üzerinde öbek şeklinde, çeşitli boyutlarda lekeler ya da yamalarla kendini gösteren Harita Dil (Coğrafik Dil) Sendromu, genellikle ağrısız bir durum olan harita dil, toplumun yüzde 2-3(iki - üç)’ünde görülüyor. Harita dilin kadınlarda daha sık görüldüğünü vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi Diş Hekimi İrem Arslan, “Çocukluktan itibaren görülebilse de 40 yaş üstü popülasyonda daha fark edilir olur. Irk, fiziksel özellik gibi ayrımlar olmaksızın tüm gruplarda eşit şekilde görülür. Stres, vitamin eksikliği, diyabet, alerji, hormonal değişikliklerin de harita dile sebep olduğu düşünülüyor” açıklamasında bulundu. İşte   Diş Hekimi İrem Arslan’ın   konuyla ilgili verdiği bilgiler... Dilin bazı bölümlerindeki tat tomurcuklarının yok olmasıyla, dilin yüzeyinde parlak kırmızı, sarımsı beyazımsı değişik çizgi ve şekiller oluşabiliyor ve bu durum, takımadalar gibi coğrafik şekilleri andırdığı için dil,  harita dil (coğrafi...

Ananas ve Faydaları

Resim
Ananas aynı adı taşıyan familyadan (ananasgiller ) birçenekli bir bitkidir. En tipik türü bahçe ananasıdır (Ananas sativa). Tropikal Amerika kökenli olan ananas, ayrıca Kaliforniya'da ve Afrika ile Asya'nın sıcak bölgelerinde doğal koşullarda yetiştirilmektedir. Alçak boylu bu çokyıllık bitkinin saçak kökleri (en çok 40 sm), kalın, silindirimsi bir gövdesi vardır; gövdenin tepesinde sürekli yapraklardan oluşan bir tacın üstünde, mavimsi çiçekli bir başak yeralır; dipteyse, oluk biçiminde uzun ve sert yapraklar göze çarpar. Ananas üç yılın sonunda meyve vermeye başlar; meyvesi, çam kozalağını andıran iri bir kütle halindedir; sert çokgen çıkıntılar biçimindeki meyveciklerin birleşmesinden oluşur. Meyve genellikle kısır olduğu için ,ananas, tepedeki yaprak tacıyla, çelikleme yoluyla çoğaltılır. Havai (Hawaii) adalarındaki ananas üretimi, dünya tüketiminin dörtte üçünü karşılar. Ayrıca  bitkinin yapraklarından elde edilen çok ince ve yumuşak bir liften , patiskaya benzer bir kuma...

AHMED ARİF Soyadı, Barikat (1925, )

Resim
Diyarbakır'da doğan Ahmed Arif, Ankara Dil-Tarih Coğrafya fakültesi Felsefe bölümünde okudu; ama 1950 ve 1952-1953'te iki kez tutuklanınca, öğrenimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra, Ankara gazetelerinde düzeltmenlik, sekreterlik yaparken çeşitli dergilerde çıkan şiirleriyle ün kazandı. Toplumcu-gerçekçi akım doğrultusunda, kimi zaman yumuşak dizeler yazdı. Şiirlerin Hasretinden Prangalar Eskittim  (1968) adlı kitapta topladı. Kayanak: Gelişim Alfabetik Gençlik Ansiklopedisi

Eski Uygarlıkların Kimya Bilimine Katkıları

Resim
Bilim; insanların dış dünyayı nesnel bir biçimde, deney ve gözleme dayanarak anlama ve açıklama çabasıdır. Belirli bir sisteme göre düzenlenmiş bilgi birkimidir. Bu nedenle bilimsel bilgi yeryüzünde tarih sahnesinde yer alan uygarlıkların katkıları ile gelişmiştir. Mezopotamya, Antik Mısır, Çin, Hint, Yunan, Orta Asya ve İslam uygarlıkları bilimin gelişmesine katkılar sağlayan uygarlıklar arasındadır. 1 - Mezopotamya Mezopotamya uygarlığı , astronomide ve matematikte bilime önemli katkılar yapmıştır. Tekerleğin icadı önemlilerindendir. Zaman ölçme, alan hesaplama, sulama kanallarını organize etme ile ilgili astronomi ve matematik bilgilerini kullanmışlardır. Metalurji, ilaç ve süs eşyası üzerine yoğun çalışmalar olduğu keşfedilmiştir. Sümerler gözlemlerini sayısal verilere dönüştürüp, kilden yapılmış tabletlere bu gözlemlerini kaydetmişlerdir. Öğütme, kaynatma, çalkalama, yıkama, özütleme, çözme gibi fiziksel yöntemler kullanılmıştır. İlaç yapımında anorganik mineraller dışında bitki v...

Sait Faik ABASIYANIK

Resim
Adapazarı'nda doğan Sait Faik, Türk öykücülüğünün en önde gelen kişilerinden biridir. Liseyi İstanbul ve Bursa'da okudu. Babasının isteği üzerine Lozan'a iktisat öğrenimi için gitti (1931), daha sonra Grenoble'a (Fransa) geçerek üç yıl orada kaldı. Dönüşünde öğretmenlik ve muhabirlik yaptı, hattâ bir ara ticarete bile atıldı; ama yaşamı boyunca hep edebiyatla uğraştı.  Şiir ve Romanla (Medar-ı Maişet Motoru,1944) [ikinci baskısı1952'de Birtakım İnsanlar adıyla yayınlandı]; Kayıp Aranıyor, 1953) da uğraşan Sait Faik asıl ününü öykülerine borçludur: Şahmerdan (1940); Lüzumsuz Adam (1948); Mahalle Kahvesi (1950); Havada Bulut (1951); Alemdağda Var Bir Yılan (1954); Az Şekerli (1954); Tüneldeki Çocuk 1955; Mahkeme Kapısı (1956); vb. Sait Faik'in öykülerinde konu ve olaydan çok şiire ve etkiye elverişli zaman dilimleri, dramatik anlar ön plandadır. Kentin ve kent insanının kötü yanlarını gören Sait Faik, kurtuluşu zaman zaman kırlara, sakin ve tenha kıyı ya da adalar...

ESKİ YUNAN MİTOLOJİSİ

Resim
 Eski Yunanlılarda tanrıların ortaya çıkışıyla ilgili gelenekler birbirinden farklı ve çok sayıdaydı. Orpheusçu geleneğe göre, ilk tanrılar Gece ve Kaos'tu. Gece, kabuğu ikiye bölünerek Gökyüzü (Uranus) ile Yeryüzü'nü (Gaia) ortaya çıkarmış olan bir yumurtadan Eros'u meydana getirmişti. Bunlardan da Okeanos-Tethys çifti doğmuştu ve buu çift, bütün öteki tanrıların kaynağıydı. Hesiodos, kökenlerini ve ilişkilerini açıklamadığı bu ilk üç varlıktan, yani Kaos, Gia ve Eros'tan sonra tanrıların soyağacında üç kuşağın art arda geldiğini söyler: Uranos'un kuşağı;Kronos'un (Latinlerin Saturnus'u) ve kardeşleri Uranidlerin (Uranos'un oğulları) ya da Titanların kuşağı; Zeus'un ve kardeşleri Kronidlerin (Kronos'un oğulları) ya da Olympialıların kuşağı. İkinci kuşak, birinciyi tahtından indirir, üçüncü de aynı biçimde ikinciyi tahtından indirir. Uranos, çocuklarının kendi yerine geçeceğinden korkar ve onları Gaia'nın göğsünde saklar; oğlu Kronos da , ayn...

Palmiyeler

Resim
 Palmiyegiller ailesidnden tropikal ağaçların genel adı. Bir çenekli bitkiler arasında, sıcak bölgelerde yetişen ağaçlar olan palmiyeler en azından 3000 (üç bin) kadar türü kapsar. Sıcak ülkeler gezip görülmeden bu ağaçların önem ve çeşitliliğini tasarlamak oldukça güçtür. Tümü büyük, çoğu kez de çok büyük olan türler, birbirlerinden genel biçimleri, gövdeleri (kon gövde), yaprakları, çiçek durumları ve meyveleriyle ayırt edilirler. Palmiye Çoğunlukla kon gövde, silindir biçiminde ve tek bir eksen halindedir ama bazı palmiyelerde (Hyphaene) çatallanma biçiminde iki dal verir. Nipa'nın (Malezya Palmiyesi) yetiştiği bataklıklarda görülen palmiyelerdeyse gövde yine dallanma gösterir, ama bu kez bataklık içinde gömülü olarak kalır; boyları 20m (metre) ye kadar ulaşan bazı palmiyelerde (rotang) gövde çok uzun ve sarılıcı tiplerdir. Hyphaene Kaynak :  Resim ,  Resim , Gelişim Hachette, Gelişim Yayınları, Cilt 10

Mit ve Mitoloji

Resim
İçindekiler Mit Mitler ve Dinsel Törenler İnanç Olarak Mit Mit ve İdeoloji Mitoloji Geleneksel Görüşler Mitlerin Yapısal Çözümlemesi   Mit , bir uygarlıkta, kurumların varlığının ve toplumsal düzenin ortaya konup sürdürülmesinin kökeninde bulunan kutsal ve temel bir olaya ilişkin bir anlatıdır; mitoloji ise, belli bir halka ya da kültüre özgü mitler topluluğudur. Mit Dar anlamıyla mit (yunancada "söz" anlamına gelen mythos' tan gelir) bir anlatıdır ve ilgi çeken yanı, dilinin niteliğinde değil, bu anlatıda açıklanan öyküdedir. Mitlerin çoğunun kahramanları masal kişileridir ve mitlerin dışında bunların varlığından söz edilemez. Ayrıca, mitlerde olup bitenlerin temel özelliği, deneyime ters düşmesi ve en baştaki bir zamanın, bir "mit zamanı" nın söz konusu olmasıdır. Başka bir deyişle mit, zamanı ortadan kaldırır, öncesiz-sonrasızlık taşır; şimdi ve her zaman ortaya çıkar. Sözgelimi, doğada her gün gerçekleşen güneşin doğuşu gibi...

KUŞ RESSAMI

Resim
Salih Acar, çağdaş Türk resim sanatında pek az işlenmiş kuş resimleri konusunu yaklaşık yirmi yıldır işlemektedir. Ünlü kuş ressamı John James Audubon'un (A.B.D.; 1780-1851) kendi ülkesinin kuşlarına yönelik dikkat ve titizliğin, daha fanteziye kaçan ve grafikten çok boyaya bağlı değerler içeren tablolarında uygulayan Salih Acar'ın çalışmalarında, çeşitli kuş türlerini yansıtan figürler, soyutlamacı bir resim beğenisi açısından değerlendirilmekte, kuş türlerine özgü nitelikler ile bu tür beğeni arasında doğal bir özdeşlik kurulmaktadır. Bu bakımdan Audubon'un klasik ve doğalcı anlatımı yanında, Salih Acar'ın resimleri modern resim sanatının çizgilerine daha yakındır. Doğaya duyduğu bu sıcak ve içten yakınlık doğa ile kucak kucağa yaşadığı çocukluk yıllarından kaynaklanan sanatçı, katıldığı bir ördek avından sonra içinde yeniden canlanan doğa sevgisiyle kuş türleriyle ilgilenmeye yönelmiş, Manyas Kuş Cenneti'nde başlattığı kuşları markalama çalışmaları; bir kuş ressa...

SULTAN MELİKŞAH KİMDİR?

Resim
 TRT 1 Ekranlarında yayınlanan "Uyanış: Selçuklu"  dizisinden tanıdığımız Sultan Melikşah'ın hayatı; MELİKŞAH'IN VELİAHT OLUŞU Salim Koca Alp Arslan'ın Oğlu Melikşah' Selçuklu  tahtıı iiçin hazırlanması ve veliaht tayin etmesi üzerinde durur. Melikşah, Sultan Alp Arslan'ın 10 oğlundan biridir. Melikşah, kardeşleri arasındaki yaş sıralamasında ikinci sırada gelmektedir. Yani sultanın ikinci ikinci büyük oğluydu. 1055 yılında Belh şehrinde doğmuştur. Sultan Melikşah Sultan Alp Arslan, oğlu Melikşah'ı tecrübeli vezir nizamülmülkün denetiminde bir miktar kuvvet ile Nahcivan'da kurdurduğu ordugahta bıraktı.Kendisi de ordusunun büyük bölümü ile Gürcistan üzerine yürüdü. Sultan Alp Arslan  Selçuklu ordusu ile gürcü toprakları üzerinde geniş bir akın harekatında bulunurken, Doğu Anadolu'ya girdiler; Van Gölü civarında birçok müstahkem şehir ve kaleler fethettiler. Şehzade Melikşah, yapılan tüm saldırılarda tıpkı  büyük Türk komutanları gibi en önde çar...